28 Eylül 2009 Pazartesi

bölüm bir-buçuk

işte karşısındaydı yine. eski tarz gözlükleriyle ve yokluğuna hiç denk gelmediği bıyıkları; tanımlıyordu babasını kısaca. ama o gün çok farklıydı. "Fikret" demişti ilk defa karşısına oturup. "Oğlum" demişti. Aslında bir çok kez demişti belki ama o an sanki ilk defaydı. kızıyordu yine. eskiden beri kızmıştı. ikinciliklerin yetmediği bir evdi çünkü yaşadığı. aslında başarısızlıklardır hayatta; başarıyı tanımlayabildiğimiz. ama o evde sayıca fazla olan başarıların 3 tanesi bile, bir başarısızlık etmiyordu. "ne kadar sorumsuzsun" demişti. ne olduğunu hiç bilememişti ki oğlunun. evet değişiklikler vardı Fikret'te ama o bunun farkına varamazdı. ne olduğunu da neye dönüştüğünü de bilmiyordu oğlunun. küçükken itfaiyeci olacaktı Fikret,böyle söylerdi hep. sonra avukat, cumhurbaşkanı... bu kadarını tanıyordu ancak oğlunun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder