6 Haziran 2010 Pazar

bölüm "on"

başkasının gözünden bakmak.. en zoru bu belki ama en çözümleyici olanı da.

"Fikret'in gözlerine baktığında ve girip o kahverengi mağaralardan baktığında karşındaki hayata. işte o zaman anlayacaksın onu. mağarada bulamayacaksın ateşi biliyorsun, ama içerisi sıcacık. soracaksın nereden geldiğini bu ateşin, bu sıcaklığın? gözlerin kamaşacak ışıktan o karanlık mağarada. o zaman farkedeceksin Fikret'in de gözleri kamaşıyor belki diye."

Fikret'in arkadaşları bunları konuşurken, tabii ki Fikret'in haberi yoktu. "çabuk çorba dolu bardağının" ısıtamadığı elinde, sıkı sıkı tutuyordu umudunu...

"insanlar kendini beğenmiş varlıklardır. kibirlilik gibi düşünmemek lazım ama.. insan kendini beğenmeden ve kendini sevmeden mutlu olamayacak kadar yalnızdır, kendisidir. işte bu yüzden en zoru ve belki de en çözümleyici olanıdır başkasının gözünden bakabilmek.
çünkü kendini görürsün her baktığında, eğer ısındıysan o manzarada ve zor gelmiyorsa artık güneşlere gözünü kısmadan bakabilmek; orada kalmalısın. o gözler de orada kalmalı, senin karşında..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder