23 Mart 2010 Salı

bölüm dokuz nokta iki

"nedir ki kolay olmayan? kolay olmayan, zor olan değildir. zor olan yapılasıdır. üstüne gidersin zorluğun. uğraşır, didinirsin, ağlarsın. çabalar ve gülersin." ipod'unu çıkartmak istiyordu kulağından, sokakta yürürken müzik dinlemeyi, kendini çevreden soyutlamayı sevmezdi. ama o an çevresini ne kadar duymaz ise, kendine o kadar kulak verebilecekmiş gibiydi. "zor olan özlem değildir. kolay olmayandır özlem. zor olan değildir yaşamak. sevmek değildir zor olan, kolay olmayandır. eğer zorsa bir şeyi yapmak, yine de yapar insan. ama kolay değilse durum, ne yaparsan yap tek başına çıkamazsın içinden. çünkü zor olan karşındadır. ister at gözlükleriyle bak şu koca dünyaya, ister bulutlarla yeni tanışan küçük bir çocuk gibi gözlerini dik gökyüzüne, zorsa zordur. karşındadır tüm gücü ve gururuyla. ama kolay değilse başkadır işte. senden çıkmıştır artık o iş. temelinde kolay olan bir durumun, kendi olamamasıdır içinde bulunduğun. kendi olamayan sen değilsindir. suç kolayındır, senin değil."

"aslında türkçe'deki basit problemlerden biridir bu. zorun tersi kolaydır da, kolayın tersi; kolay olmayan değildir. ilkokulda sınıfın haylaz öğrencileri gibi diretmenin manası yoktur. zıt anlamlı değildir o kelimeler işte o kadar."

öyle dalmıştı ki düşünmeye, parmaklarında ufak çaplı bir yangın çıkmadan hemen önce, ancak aklına getirebilmişti sigarasını.

"insan dünyaya kulaklarını kapadığında, hayat hızlı bir slayt gösterisinden ibarettir." işte bir ağaç, yeni renklere bürünmek için çabalarken yakalanıyordu objektiflere. karşı kaldırımda gezen sevgililer; acemi aşklarının tadını çıkarıyorlardı, her fırsatta birbirlerini öperek. ve yanımdan umursamazca geçen arabalar, hiç bir sanat kaygısı taşımadan, bu resmin öznelerinden biri olmaya çabalıyorlardı.

"ölmek zor olandır. fakat pek az insan tenezzül eder kendi rızasıyla bakmaya. yaşamak ise kolay değildir. sen ne yaparsan yap, çoğunlukla elinde olmaz istediğini yaşamak. koşmak zor olandır mesela. önündeki engelleri umursamadan koşar durursun, üstünden atlar geçerim bu hızla dersin ama yürümek kolay değildir. ne kadar genç olursan ol, güvenemezsin hızına yürürken."

zor olan bir sigara daha yakmaktı o akşamüstü, kolay olmayansa o paketi ilk rastlanan çöpe atmak.